Varikosel, testislerdeki kan akışını sağlayan toplardamarların genişleyerek varisleşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Genellikle kısırlık şikâyetiyle yapılan muayene ve değerlendirmeler sırasında tespit edilir. Varikoselin bitkisel tedavi yöntemleriyle iyileştirilmesine yardımcı olan çeşitli şifalı bitkiler bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu bitkilerin yararlarının kişiden kişiye değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Vücut yapısı, kimyasal dengeler ve varikoselin ilerleme derecesi gibi faktörler bu tedavi yöntemlerinin etkinliğini belirler. Doğal kaynaklı bu yöntemler, hastalık ilerledikten sonra veya belirtiler ortaya çıktığında kullanılabilir. Ancak, hastalığın ilerlemesini beklemeden hekim tarafından önerilen bitkisel tedavilerin kullanılması tavsiye edilir.

Varikoselin bitkisel tedavi yöntemleri genellikle damar sağlığını koruyucu ve destekleyici bitkilerden oluşur. İşte hekimler tarafından da önerilen bazı bitkiler:

At kestanesi, acı madde, tanen, saponinler, aesculin ve aescin gibi iki glikozid içerir. Tohumunda ayrıca nişasta, şeker ve yağ bulunur. 15-20 metre uzunluğunda, kalın gövdeli, beyaz çiçekleri olan yeşilimsi meyveli bir ağaçtır. Türkiye'nin her yerinde yetişebilen bu bitki, Avrupa, Anadolu, Orta ve Güney Asya ülkelerinde yabani olarak bulunur. Parklarda ve bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilir. Meyvesi olgunlaştığında yeşil renkli dikenimsi kabuğu yarılır ve içindeki üç taneli parlak koyu kahvemsi tohumu ortaya çıkar.

At kestanesi, iltihap kurutucu etkisi ile bilinir. Vücut organlarında görülen iltihaplanmaları giderir. Kılcal damar çatlaklarını ve kanamayı durdurur, iç kanamalarda etkilidir. Bacaklarda oluşan varisler ve basur için faydalıdır. Öksürük tedavisine ve göğüs yumuşatmaya iyi gelir. Bu kestaneler parçalanıp kaynatılarak balla tatlandırılıp içildiğinde, soğuk algınlığına ve nefes darlığına şifa verir. Hazmı kolaylaştırır, kan dolaşımını sağlar ve atardamar iltihabını kurutur.

Sonbaharda yere düşen at kestaneleri, dış kabukları atılarak ince olarak kıyılır ve kurutulur. Kuruyan at kestanesi, kahve öğütücüsünde öğütülerek, sabahları aç karnına bir çay kaşığı içilir. Diğer bir karışım olarak; 1-2 tatlı kaşığı at kestanesi unu, parçalarından veya ağaç yapraklarından bir tutam alınarak üzerine bir su bardağı kaynar su eklenir. 15-20 dakika demlendikten sonra tatlandırılarak içilebilir. Günde 3 kere bir su bardağı içilir. İshale karşı etkili olup, yemekten yarım saat önce bir su bardağı ile bir çay kaşığı yutulduğunda kanlı basur için fayda sağlar. Prostat için ise kestaneler haşlanarak günde 5 adet tüketilir. Bilinen bir yan etkisi yoktur.

Gotu Kola, Hint tıbbında oldukça yaygındır ve 19. yüzyıldan bu yana Avrupa'da kullanılmaktadır. Toplar damarlarda olumlu etkiler gösterir.

Yaraların iyileşmesinde etkili olan Gotu Kola, cilt problemlerini giderir. Varis ve selülit tedavisinde kullanılır. Hemoroit tedavisinde de etkilidir.

Üzüm çekirdeği, güçlü antioksidan özelliklere sahiptir. Proanthocyanidin isimli madde, üzüm çekirdeğinde bulunur ve bu madde doğal ilaçlar arasında oldukça etkilidir. Üzüm çekirdeği, antioksidan özelliği ile kanser koruyucu etkisi gösterir ve kanserin önlenmesine yardımcı olur. Kan ve lenf dolaşımını düzenler, hücre yenilenmesini destekler. Basur ve varis tedavisinde etkilidir. Sedef ve egzama gibi deri rahatsızlıklarına iyi gelir. Saç sağlığına katkıda bulunur ve saç büyümesini uyarır.